Bu eserde Türklerin tarihte yaşadıkları göç olaylarının olgusal olarak teşekkülü tespit edilmeye çalışılmış, o günden bugüne ulaşan çığlıkların izlerinin sürülmesi amaçlanmıştır. Amin Maalouf göçü; “Bütün göç edenler, bütün baş kaldıranlar, giderek daha adaletli bir dünya düşü kuran bütün insanlar; bunu her şeyden önce, yurtlarını yöneten toplumsal ve siyasal sistemde kendilerine bir yer bulamadıkları için yapmışlardır.” şeklinde bir sebebe dayandırır. Her ne sebeple olursa olsun göç edenler, yüzyıllardır sahip oldukları kültürel değerleri, bavullarına doldurarak yeni coğrafyalara gitmekte, hem gittikleri yerlere tesir etmekte hem de müteessir olmaktadırlar. Göç olgusu tarih boyunca varlığını şifahi edebiyat unsurları, şiirler, destanlar, masallar, türküler, romanlar, araştırmalar, filmler üzerinden korumuştur. Türk tarihindeki böyle bir olgu şimdiye kadar birçok kez kaleme alınmış olsa da bu konuda her zaman söylenecek, farklı açılardan ele alınılacak birçok konu bulunmaktadır. Göç, kimi zaman icbari sebepler ya da milli kaygılarla meydana gelmiş olsa da kimi zaman da yaşadıkları ilk coğrafyadan ayrılarak daha iyi, daha güzel yerlerde yaşama hayalinin itici gücü ile olmuştur. Bu eserde Türk tarihindeki sadece göç olayı değil göç bağlamında isyan konusuna da yer verilmiştir. Çünkü yapılan incelemeler sonunda birçok göç olayının meydana gelişinde isyanların da temel oluşturduğu görülmüştür.
Elinizde tuttuğunuz bu eserin siz değerli okurumuza faydalı olmasını, günümüzde içinde yaşadığımız dünyanın kaçınılmaz bir olgusu olan göç ve isyan konusunda tarihi derinliği yakalamanıza katkı sağlamasını umuyor ve iyi okumalar diliyorum.