Toprakla, gökle uğraşıyor bu cilt, ilkinde olduğu gibi bilimsel verilere dayanarak. Bu veriler onu yepyeni savuncalar (tezler) sergilemeye götürüyor.
Din, insanoğlunun toprakla olan ilişkisidir. Böyle olunca da tüm dinler, tek bir kanun içinde, hidrojen çekirdeği gibi, tek bir "nucleus" çevresinde irdeleniyor. Anadolu ise, alabildiğine zengin tarih ve mitos hazinesinin yanısıra, Tevrat'ın ve İncil'in birçok olayının sahnesinin oluşturuyor. Nuh sonunda buraya konuyor.
Nereden bakılsa, varılıyor tarih öncesinin Ana Tanrıça'sına, ekmek için ona yakarma rituslarına. "Âtam gök, anam yer!" diyor Bektaşi. "Marifet Kapıs"nda. Evlendirmişti bu iki "tanrısal varlık"ı, eskinin yine "Hieros Gamos"u gibi.