Bir insan düşünün, şiddetli dalgalarla boğuşan bir gemide veya çarşaf gibi engin bir denizde, dengesini bozmadan, zengin-fakir, özgür-sürgün, bakanlıkta veya işsizlikte fark etmeksizin asil, inançlı, mütevazi ama vakur durabilsin.
Hayatı boyunca unut(a)madığı, henüz 9 yaşında bir çocuk iken taş kesmeli bir konaktan, büyük bir aileden, altı ahır olan bir odalık eve, adını dahi bilmediği, kimseyi tanımadıkları bir yere suçsuz olarak sürgün edilen, 12 yaşında İsmet Paşa’ya mektup yazan, sağlık sorunları nedeniyle tadına doyamadığı Galatasaray Lisesi, 16 yaşında gurbette iken annenin vefat haberi ve anneden yadigar saatin kaybı, mühendislik eğitimi için Almanya’ya gitmek üzere iken babanın vefatı, 21 yaşında DP’ye üyelik, en genç il başkanı, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül cunta darbelerini yaşayan ve buna rağmen dimdik ayakta duran bir adam.
Hak ve halk adına yaptığı her şeyi Mevlânâ gibi “Hakkın verdiği imkânları kullanarak, halkın malını halka verdik, biz bir şey yapmadık.”, “Güneş doğudan doğar, istikametinizi değiştirmezseniz, güneş yine 24 saat sonra karşınızdadır,” deyip asla çizgisinden bir güneş gibi sapmayan, devletin parasına, telefonuna ve yanına gelen insanın namusuna şerefi gibi sahip çıkan aile, aşiret, bölgenin üstüne çıkmayı başarmış bir devlet adamıdır Necmi Abe yani Necmettin CEVHERİ.
Siyasetin incisi, Doğuluların ağabeyi, Türkiye’nin çimentosu, Demirel’in Necmi’si ama herkesin Necmi Abe’si, kırsal kökenli olmasına rağmen muhteşem aristokrat bir insan ve mükemmel bir vatanperver sıfatlarıyla tanımlanan, böyle bir insanı gelecek nesillere anlatmak, insanlık namına kendimize görev bildik.
Prof. Dr. Hüseyin ŞEYHANLIOĞLU
Gazeteci Yazar M. Salih İLHAN
