“… ben hiç buluğ çağına girmedim hep taş devri; aklımı yontar, sesimi susardım.
sakar biriyim sonuç olarak, radyoyu bozardım. acırdım uzak dalgaya. akşam saatleri
yaklaşırken tamir ederdim kalbimi. Yüzümü yıkardım. üç kere ağza, üç kere burna.
suyu amacı dışında kullanırdım, kaç kere döktüm hatırlamıyorum, yüzümü kapılardan
ayıklardım. toprakla böyle tanıştım. İnsanları gömüyorlardı. ağaçlar mı onlar heybetleri ile gökyüzüne giderlerdi. kıtalar atlası kitabını yeniden çizerdim. 80 günde devri alem,
sandalyelerden uzay bisikletleri yapardım…”