“Haklılık paylarımızdan vergilendirilmeyi
mecbur kılan,
Zor zamanlardan geçiyoruz,
Ve vurulmamız gerek en görünür
yerlerimizin kuytusundan,
Kurşunlara alışmadan var olabilmenin
güçlüğü bütün çıplaklığıyla,
Durmaktadır üçüncü sınıf otel odalarındaki
masaların üstünde her gecenin sabahında,
Kuşlar için fark etmezken kondukları
pencerelerin içinde olup bitenler,
Kahvehanelerde çok ciddi bir mesele olarak
konuşulmaya muktedir bir konudur bu...”
“Ait olduğum dünlerle sahip olduğum günlerin kuytusunda bir gölgelik arıyorum sebepsiz bir kalp ağrısıyla. Göğüs kafesimi sıkıştıran bu darlığa sebep bir yürekten fazlası, biliyorum. İçime işlemesin diye kulaklarımı ellerimle örtüp gözlerimi sımsıkı kapattığım esinti, çatlarcasına tuttuğum
nefesime hasret burun deliklerimden girmiyor içime, hayır. İçimde huy olandan kaçıyorum ben pervasızcasına...”