Hayatın cilvesi, sevdiği kadının ihanetini kabullenmek ve ona kucak açmak arasında sıkışmıştı. Son kez dudaklarından dökülen sözler, derin bir iç çekişin ardından gelmişti: “Belki de ayrılık, kırık kalbimizi iyileştirmenin tek yolu. Senin ihanetin beni yaraladı ama hâlâ kalbimde bir yerin var. Affetmek zor olsa da, seni unutmak daha da zor olacak. Seninle geçirdiğimiz anılar, zamanla solacak ama unutulmayacak. Umarım, yeni bir başlangıç bana huzur getirir. Hoşça kal.”
Serhıldan Hülakü'nün ilk eseri, hayatın karmaşık dokusunda kaybolmuş iki genç insanın çarpıcı öyküsünü sunuyor. Vesikalık I ve Vesikalık II adlı iki ayrı öykü, içsel çatışmalarla dolu bu evrende yaşayan karakterlerin derinliklerine dalmamıza olanak tanıyor. Fırtınalı bir İstanbul akşamının yıkıp geçtiği ve sonlandırdığı Vesikalık I hikâyesi yine aynı sokakta fakat bir başka bedende, benzer kaygılarla yeniden başlıyor.