Kutsal kitap olarak Kur’ân-ı Kerîm’i tanıyanların zihnine ve hâfızasına nakşedilmiş olan bu prensipler, onları, yeryüzündeki insanların en insaniyetlisi, en hayırseveri hâline getirmiştir. Bütün bu faziletlere rağmen ecnebîlerin “barbar” demesi, “yırtıcı” bulması; savaşmalarına göre hüküm verilmesinden ileri gelir. Gerçekten Müslümanlar canlarını esirgemeden savaşırlar; düşmanları, aynı zamanda dinlerinin de düşmanıdır. Bu şecaat, Türkler’e sadece dinlerinden değil; aynı zamanda millî karakterlerinden gelir. Ama bir milletin gerçek karakteri savaş alanının silâh gürültüleri arasında tayin edilemez. Türkler’i gerçekten tanımak isteyenler; onların faziletlerini değerlendirmeli, törelerinde, karakterlerinde ve fiillerindeki tesirlerini muhakeme etmeli; onları barış zamanındaki örf ve âdetleri içinde incelemelidir. |