Hem insanlık hem de dinler tarihi için bir muamma olan Kutsal Ruh ister bir kavram isterse bir varlık olsun yaratılışın, iman sayesindeki kutsanmanın, vahiy ve peygamberliğin, hikmet ve mistisizmin en temel olgusudur. Hristiyanlık onu teslisin üç unsurunun sonuncusuna yükseltip, İslam da bir melek olarak tasavvur ederken Yahudilikte Kutsal Ruh’un mahiyeti netlikten oldukça uzaktır. Bu dinde Kutsal Ruh, Yahudi kutsal metninin referanslarıyla Tanrı’nın yeryüzündeki tecellilerinin farklı maskeleri olmakla başlar, hikmetin kaynağı hatta kendisi olan bir rasyonel kişiliğe kavuşur, Yahudi teolojisinde salt bir melek olarak açıklanır ve sonunda Kabalistik Tanrı tasavvurunda tecelliler basamağındaki en üst yerini bulur. Kısaca Kutsal Ruh, Yahudilik açısından son derece karmaşık ve muammalı bir konu olmakla birlikte bir o kadar da çok katmanlı bir derinliğe sahiptir.
Bu kitap antik dünyanın çoklu ruh ve tanrı anlayışında Yüce Ruh, Tanrı ya da Tanrıça olarak bilinen bütün aşkın varlıkların bütünselliğinden oluşan Külli Ruh’un, Yahudilikte Kutsal Ruh olarak isimlendirilmesiyle başlayan ve tarihsel süreçte yeni anlamlar kazanan hikâyesini anlatmaktadır. Bu bakımdan Yahudilikte Kutsal Ruh müstakil bir kitap olsa da aynı meselenin antik dinler üzerinden anlatıldığı serinin ilk kitabı olan Antik Dünya’da Kutsal Ruh’un Öncüsü: Külli Ruh adlı çalışmanın bir devamı niteliğindedir. Ayrıca bu kitap, yazarın insanlık tarihinde “Kutsal Olan”ın izini sürme amacına matuf çalışmalarının bir ürünü olarak kabul edilebilir.