O, bir sevdanın peşinden koştu, türkü gibi yaşamaktı muradı, ama bahtına kara zindanlar düştü. Bir gün bile gam çekmedi kimsesizliğinden, yalnızlığından. Üzülmedi aranıp sorulmadığı için. Yüreği büyüktü, gönlü kocamandı, kınından çıkmış kılıç kadar keskindi gençliği...
İçindeki sevdanın sesine kulaklarını hiç tıkamadan yaşadı. Anadan, babadan, kardeşten, yardan, serden geçti, ama içindeki sevdanın türküsünden geçmedi. O sevdanın türküsünü söylemekten bıkmadı, usanmadı.