Liseli bir gencin arayışları. Modern çağın ebeveynlik kitapçığını nasıl okuyacağını bilemeyen bir aile. Diğer yanda sistemdeki yığınlar ve yığının içinde “birey” olmak için sancı çekenler.
Okul kapısında “Açıl ve genişle aklım! Büyü ve kucakla kalbim! Uzan ve tut elimi!” deyip bir mabede girer gibi adım atan idealist bir öğretmen.
Kitabı iki kapak arasından çıkartmaya yeminli “anlama noktası”na ermiş bir Zümrüdüanka…
Yeni Dünya’da (Gliese 581-G’de); sistemin veri parçası olan 1007 ve Koloni Üst Bilişsel Zihin Merkezinin denetmenleri.
Diğer yanda hafif uzun, üstüne oturan siyah ceketi, omuzlarına dökülen saçlarının üstündeki siyah kasketi, bacaklarını saran dar kesim pantolonu ile zarif bir canavar Yelbegen. Korku ve kaygılardan beslenen Cahaya ve Gerel…
Yelbegen, sorularla örülü cümleler dizgesi. Bir kitaptan öte anlamanın büyüsünü keşif. Sistemin karmaşasını ezberleme yerine zihni özgür bırakma felsefesine bir yolculuk.
Yelbegen; Türk mitolojisinin serpiştirildiği çok katmanlı bir boyutun yolculuğu.
Gençleri, aileleri, eğitimcileri bakış açısını değiştirmeye açık bir davet.
Sistem, örgütlü toplum bilincinde iradeyi zapt etmek için aracılarla korku ve kaygıyı mı yerleştiriyor? Okullar, bunun neresinde?
Öteleri Gören Göz nerede?
Aracıların gizli kodlarla işlediği ince mesajlar akıl özgür kaldığında çözülebilir mi?
Korku ve kaygılarımıza kimlik verip onları canlı mı kılıyoruz? Yelbegen, Cahaya ve Gerel gerçekte kim?