Sokrates gibi hissetmemek, elimdeki sopayı ona buna savurmamak için kendimi zor tutuyorum. Hakikat gözden düşmüş, ilgi alanları (ihtisas) atomistik düzeyde boyutsal ilişkilendirmeyi yapamayacak şekilde oluşturulmuş, fragmanların argüman yerine sloganlara dönüşmesi çözüm yerine ilgi çekmek üzere egosantrik monologlardan oluşan polemik kaoslarını meydana getirmiştir. Teklifi bulunmayan iddiaların safsata ve hurafeler gibi zihinleri uyuşturduğuna şahit olmak yetmezmiş gibi, her çabanın altında bir menfaatin gizli olduğu kanısı…
Bazı konuların dar bakış açıları ile değerlendirilmesinin çözümü müşküle soktuğunu, tutarsızlık olarak görünmesinin yanında tarafgir yapılar tarafından sloganlaştırılması ile karşı karşıyayız. Özellikle belli karakter sınırlamaları ile fikirleri “hap” haline getirme gayreti, ne söylenirse/ düşünülürse/ eylenirse fikrin sloganlaşmasına neden olmaktadır. Slogan; alt yapı gereksinimi olmayan, daha çok eylem içeren, harekete geçiren bir tetikleyicidir. Bu şekliyle infial, kaos, ötekileştirme faaliyetleri için en uygun araçtır. Sloganın karşısına fikir ile çıkmak gerekmektedir. Fikir, nokta-i nazarını sürekli kontrol ederek sağlamlaşır ve tutarsız bir olgu halini almaktan kendini korur. Fikirlerin sloganlaşmasını engellemek adına konuların dar bir perspektifle değil tüm boyutlarıyla ele alınması gerekmektedir.