Yirminci yüzyılın sonunda gelişme gösteren enformasyon ve iletişim teknolojileri sadece iletişim alanında değil insan hayatının hemen hemen tüm alanlarında önemli değişimlere yol açmıştır. Gazetecilik mesleği de yeni teknolojiler ile hızla değişmeye başlamıştır. Çok az kişinin gazeteci olduğu bir toplumdan, herkesin gazeteciye dönüştüğü bir topluma doğru hızla geçilmiştir. Bu yeni toplumsal düzende, profesyonel gazeteciliğin varlığına yönelik bir tehdidin, sıradan vatandaşın sesini duyurmasına yönelik de bir fırsatın ortaya çıktığı düşünülebilir. Bireylerin isteklerini, duygu ve düşüncelerini daha fazla paylaşma, aktarma ve yansıtma imkânının ortaya çıkışıyla birlikte gazetecilik pratiğinin en önemli unsurları olan haber ve enformasyonun karakterinin köklü bir değişim geçirdiği söylenebilir. Buna karşın, toplumsal ve kültürel gelişmeleri çözümlemede sahip olduğumuz bakış açısına bağlı olarak tam tersini söylemek de mümkündür.
Gazetecinin hem kaynakları, hem okuyucusu, hem de çalışma biçimi değişmiştir. Bunların da ötesinde, hız hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiştir. Eskiden bir gün sonraya haber yetiştirme telaşı yaşayan gazeteciler artık anında haber iletme yarışına girmişlerdir. Ayrıca haber, biçimsel olarak da değişmiştir. Ses, görüntü, metin, grafik, harita, okuyucu yorumları ve daha farklı bileşenleri bir araya getiren dijital hikaye anlatımına dayalı haberler, yalnızca düz yazı şeklinde sunulan haberlerin yerini almıştır. Yeni iletişim teknolojileriyle meydana gelen yeni gazeteciliğin değişmeye ve farklılaşmaya devam edeceği de öngörülmektedir. Değişen gazetecilik anlayışı, iletişim bilimciler tarafından kimi zaman olumlu kimi zaman da olumsuz yönleri açısından tartışılmaktadır. Yeni medya ile ortaya çıkan yeni etik sorunlar, profesyonellik ve gazetecilerin istihdam sorunları da bu tartışmaların merkezindedir.