Tarih sadece sadece tarihçilerin yazdıkları değildir.
Dönemlerin, olayların içinde bizzat yaşayanların, görüp işiten insanların tanıklıklarından da oluşur.
Hele bu insanlar Osmanlı PadiÅŸahları gibi devirlerinin birinci öznesi konumundaki varlıkların en yakınında bulunmuÅŸ kiÅŸiler iseler, onların yazdıkları ayrıca önemlidir. Osmanlı’nın son demleri. İçeride ve dışarıda büyük çalkantılar var… Devleti tek başına yönetmeye çalışan II. Abdülhamid…Â
Tartışmalı kişiliği, mutlakiyetçi idare anlayışı ve tarihsel sıkışmışlık iç içe. Herkes bir çıkış yolu arıyor. Mekteplileri bürokrasiye katma politikası yürüten Abdülhamid, tam da burada önemli adımlar atıyor.
Ä°smail Müştak Mayakon. Mülkiye’yi birincilikle bitirmiÅŸ bir genç adam. Beklenmedik bir zamanda Saray idaresine alınıyor. Mâbeyn kâtibi olarak Yıldız’daki masasında buluyor kendini. Böylece daha öğrencilik döneminden beri muhalif olduÄŸu bir padiÅŸahın idaresi altına giriveriyor… Muhalif olduÄŸu bir padiÅŸahın kalbine sokulmak, orada olup bitenlere ÅŸahitlik etmek az ÅŸey sayılmaz. MeÅŸrutiyet, Abdülhamid’in tahttan indirilmesi ve fırtına gibi geçen yıllar arka arkaya geliyor.Â
Mayakon, bir kısmını Meşrutiyet sonrası, bir kısmını da Cumhuriyet döneminde kaleme aldığı hatıralarında, Yıldız Sarayı’nda gördüklerini, yaşadıklarını, işittiklerini kaleme alıyor. Kendince yorumlarda bulunuyor. Artık tarihe mal olmuş olaylara mercek tutuyor. Olaylar, şahıslar, mekânlar, olgular dönemin ve 2. Abdülhamid’in çevresinde yeniden can buluyor.
İsmail Müştak’ın anılarının ilk baskısı esas alınarak hazırlanan Yıldız’da Neler Gördüm, kişi, olay ve gelişmelere ilişkin ayrıntılı dipnotlarla daha nitelikli bir hale getirilirken bazı teknik hatalar tamir ediliyor. Tarihin her yönden iyi ve doğru anlaşılması ve her sesin dikkate değer bulunması açısından Yıldız’da Neler Gördüm farklı bir kitap.