İnsanlar hayatlarını özgürce yaşamak isterler. Ancak yaşamın onları ne kadar özgür kılacağı, nasıl bir sistemin içerisinde var olacaklarına bağlıdır. İnsanın hayata gözlerini içinde açtığı biyolojik yapısı, ailesi, ülkesi kaderini mutlak biçimde belirleyen ve ona kimliğini kazandıran etkenlerdir. Kişilerin hayattan beklentileri olduğu kadar hayatın da onlardan beklentileri vardır. Çünkü bütün insanlar kendi başlarına ve özgür biçimde değil, bir sistemin parçası olarak doğarlar. Hem ailelerinden kendilerine aktarılan biyolojik sistemin, hem de toplumda var olan ekonomik ve sosyal bir sınıfın parçası olurlar. Bu etkileşimlerin içerisinde, insan özgür biçimde ve yalnızca kendisi için yaşadığını zannederken aslında zincirler etrafını çepeçevre sarmıştır. Günümüzde eğitim sistemi, çalışma hayatı, ekonomik ilişkiler insanı kapitalizmin istediği yaşam biçimine uyum sağlamaya zorlamaktadır. Zincirlerimizle doğar ve yaşarken gerçekten özgür olmayı ne ölçüde başarabiliriz?