Yazarın üslubu tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Kitapta sayfalar dolusu soru işareti ve ünlem vardı. Sultan Melikşah'tan Nizamülmülk'e, 2. Abdülhamid'ten sünniliğe sivri bir dil uzatılmış. Hasan Sabbah'ın kahramanlığından (!), Cemaleddin Efgani'nin yürekliliğinden (!) uzun uzun bahsedilmiş. Bu da yetmemiş Amerika'nın İran'a getirdiği sözde demokrasiye de detaylı bir güzelleme yapılmış. Bu kitaptaki yanlışları görüp satır aralarına gizlenmiş alt metinleri okumak ve gerçekten kitabın kurgusunda yitip gitmek istemiyorsanız önce güzel bir tarih okuması ardından ehli sünnet hassasiyetleri ve itikadının kırmızı çizgileri hakkında ciddi bir araştırma yapmanız gerekiyor. Ek olarak anlatımdaki iğneleyici dilin haşşaşilere uzanmaması, dine misyoner bir gözle bakılması beni çok rahatsız etti. Yazarın bu tavrını göz önüne alarak gereksiz bir üne sahip olduğunu düşünüyorum.