Uzun süredir Türk dünyası ve Türk yurtlarındaki ‘İslami Tasavvuf Geleneği’ konusunda çalışan Dr. Hayati Bice’nin hazırladığı bu özgün kitabda her biri Türk ve İslam tarihinin birer zirvesi olan isimler etrafında Türk yurtları arasında yıkılmaz bir köprü teşkil eden gönül dokusu ele alınmaktadır.
Burada ancak küçük bir kısmından söz edilen tasavvuf ulularının eseri olan bezek ve nakışlar geçmişte Türk dünyasının ötesinde neredeyse tüm İslam alemini mana planında süslemiş ve dünya medeniyet tarihinin en azından beş asrına mührünü vurmuştur.
Tarih boyunca gönül zirvelerinin önderliğinde oluşan manevi doku, Doğu ve Batı Türklüğünü birleştirmiş ve Türk kültürü tarihinin kesintisiz olarak devamına da vasıta olmuştur.
Kitabda bu önemli konu işlenirken Ahmed Yesevi, Necmeddin Kübra, Şah-ı Nakşbend, Ubeydullah Ahrar, Mevlana Celaleddin, İmam Şamil, Şerafeddin Dağıstanî; Abdullah Dağıstanî gibi uzak-yakın tarihimizin tasavvuf ehli manevi mimarları, birer işaret taşı olarak değerlendirilmiştir ; Türk yurtlarında imanımızın yani İslam'ın olanca güzelliği ile yaşandığının ve yaşatıldığının işaret taşları...
Kaşgar'dan Balkanlara kadar bütün Türk yurtlarını süsleyen bu işaret taşlarından bir kısmı bu eserde hayatlarından kesitler yansıtılarak belirtilmeye çalışılmıştır.
Yazar Dr. Hayati Bice yılların birikimi olan bilgi dağarcığını Özbekistan ; Kırgızistan ve Kazakistan’da yerinde yaptığı gözlemler ile zenginleştirerek okuru, tarih içerisinde bir yolculuğa götürmektedir.
Bu yolculuğun tarihi konak yerlerinden adeta tayy-i zaman yapılarak konuyu bugüne getiren Dr. Hayati Bice’nin eserine dalan okur , kendisini de zaman zaman aynı halet-i ruhiye içerisinde bulacaktır.
Türk yurtlarına ruh veren tasavvuf önderlerinin dünkü Türk dünyasında ifa ettiği misyon bugün de sahiplerini aramaktadır. Bu misyonu üstlenebilecek manevi teçhizatı kuşanmış nasiblilerin öncülük etmesi halinde Türkiye ile diğer Türk yurtları arasındaki ilişkiler tarihi mecraına kavuşacak ve her alanda verimli vadilere yönelecektir.
“Yol”unuz açık olsun !..