O, sol yanı acıyanların sesidir.
O, bazen bir sevgilinin, bazen bir minik yavrunun, bazen de bir annenin ya da bir yaralı yüreğin; kısaca, aşkın ve isyanın sesidir…
O, bizim iç sesimiz, o bizim iç çekişimizdir.
O, bizim yerimize, bizim acılarımızı, aşklarımızı, isyanlarımızı dillendiren; bizim içimizin kanayan sesidir…
O, 19 senedir yaptığı radyo-tv programları ve albümleriyle hep bu toprağın, bu coğrafyanın sesidir.
Medyanın şiire, kör ve sağır kaldığı ve şiiri hep ötelediği günlerde bile, o yine, ‘inadına şiir’ demiş ve şiirine halel getirmemiştir.
İşte, Bedirhan GÖKÇE; “Biz Hesapsız Sevdik” adlı bu yeni albümüyle bakın kimlerin sesi, kimlerin nefesidir;
Hatırlar mısın? (Yavuz LAÇİN) İlk aşklarımızın iç sızlatan sesidir ve şiirin özellikle sonu eli ayağı boşaltacak türdedir.
Tut Yüreğimden Ustam (Serkan UÇAR) ‘Bana yardım et, beni teselli et, yoksa bu hayat öldürecek beni!’ diyenlerin sesidir.
Kimde Gördün Sen? (Bedirhan GÖKÇE) Severken terk edenlere, sevilirken gidenlere ağız dolusu bir sitemdir!
Baba, Anneme İyi Bak (Ersin HOŞGENÇ) Bazen çok şey söylemek isteriz babamıza, özünde ‘anneme iyi bak’ olan… Bu şiir, babalarımızın biraz hoyrat oluşunu, çocuksu bir kınamanın sesidir.
Meddar (Mehmet ÇETİN) Urfa ağzı ile okunan; bir kaçağın yürek yakan ifadesidir, alınması gereken bir derstir ya da bir sınır klasiğidir.
Sen Olmasaydın / Her Sofraya Çökülmez (Âşık SEFAÎ) İlahi aşktan beşeri aşka… Kim nereden görürse, sevdiğine en güzel sesleniştir.
Yaş On Sekiz (Bedirhan GÖKÇE) Bir delikanlının fotoğrafıdır; delikanlılığın giderek unutulduğu, mafyalaştığı şu günlere,
zamanlaması yerinde, iyi bir göndermedir.
Bir Selama Değmedi (Bahtiyar VAHAPZADE) Azeri şivesiyle okunan; ayrılan iki sevgilinin seneler sonra karşılaşmalarının hazin hikâyesidir.
Doktor Bey (Ozan KARAMEHMET) Şiir hep ağlatmaz ya! Ege ağzı ile okunan; özellikle diyet yapanlara ve diyetisyenlere “komik” bir göndermedir ya da ‘yeyon yeyon doyamayon’ diyenlere…
