II. Yeni, biçimsel ve dilsel pratiğinden daha çok bir tavırdır, yenilikçi bir tavır olarak önemlidir ve bu yönüyle ele alınmalıdır. Yani II. Yeni’ye pratiğini göz önünde tutarak değil, ama yaklaşımını göz önüne alarak yaklaşılmalıdır. II. Yeni, ancak II. Yeni’nin tavrıyla aşılabilecek bir şiir, dışına çıkılabilecek bir şiirsel zindandır.
Â
Peki, bu nasıl yapılabilir? Bu, ancak II. Yeni’nin pratiğine teslim olmamakla, daha doğrusu bu pratiğin içselleştirilip aşılmasıyla mümkün olabilir. II. Yeni özümsenip dışkılanacaktır; safrası atılacaktır. II. Yeni daha çok dilsel bir mücadeledir, anlamı dilde açtığı yarıklarda, sentaksın yarılmasında, imgenin özgürleştirilmesinde bulmuştur. Yani, ağırlıklı olarak dil düzeyinde bir girişimdir. Yapılacak olan ise dilin de berisine gitmek, dilin henüz oluşmadığı bölgeye inmektir. İnmektir diyorum, çünkü bu bölge derindedir, coğrafyada değil. Coğrafi değil, madensel bir girişim olmalıdır bu, ki II. Yeni aritmetikseldir (cebirsel), evet ondan önceki şiirimiz geometriktir: şöyle, önce geometrik şiir, sonra aritmetiksel şiir geldi; şimdi ise kimyasal bir şiire ihtiyaç var. Kimyasal şiir dili geçip aşmış, imgenin yapısına ve bileşimine yönelmiştir.