Türkiye’de fikir konuşulamıyor. Çünkü Türkiye’de konuşmak mevzuunun tüm aletleri, sağ ya da sol, dindar ya da din düşmanı fark etmez, tam manasıyla fikirsiz odakların elinde… Türkiye’de fikir, kürsüsüzdür… Ve Türkiye’de esaslı tüm kürsüler, fikirsizlerin inhisarındadır…
Kelimelerden müteşekkil zincir Türkiye’de, insan elinde olarak ve insan haysiyetini ufkî ve amudî vaziyette ötelere doğru sürüklemiyor da, insan bozması tipler elinde ve insan haysiyetini perişan bir vaziyette mahzenlere doğru, oralarda ebedî bağlı tutmak üzere sürüklüyor…
Böyle olmasaydı…
Hadiselerin özelde yirmi, genelde ise asırları bulan bağlamında Türkiye ile daima dost olmuş Afgan halkı, ABD-NATO önderliğindeki ittifakı kendi topraklarında bükerken, ABD-NATO’nun, hem de imza ettikleri anlaşmanın hilafına Türkiye’yi Afganistan’da çakılı bırakma talebine, gene Afgan halkı namına ve gene dostça şerh düşen ve “Vatanımdan tam takım çıkın!” diyen Taliban için, Türkiye’deki iktidar yanlısı bazı basın organları:
- Taliban’dan 8 maddelik küstah uyarı!
Diye manşet atmaz, on yıllar boyunca yağma edilmiş ve 20 yıldır da üzerine ABD-NATO önderliğindeki 36 ülkeli koalisyon ile gidilmiş Afganistan’la asırlık ilişkileri, anlık iktidar yalakalığı uğrunda riske atmazlardı!
Ama işte burası Türkiye’dir ve Türkiye’de gerçek fikir ve gerçek fikir sahipleri, madde nispetiyle esaslı tek bir fikir kürsüsüne bile sahip değildir!
Değildir çünkü; öyle olmasaydı, Covid-19 namlı virüsün, ondan kat be kat daha tehlikeli olduğu söylenen Delta Plus varyantı için açıklama yapıp, üç ilde üç vatandaşımızda görüldüğünü söyleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın:
-Üç ilden biri İstanbul… Diğer ikisini ise söylemeyeyim!
Deyişi karşısında ciddi bir fikir öfkesi belirir, dakikasında diğer iki ilin, sırf turizm bölgesi olduğu için ve mezkûr Delta Plus varyantı turistler vesilesiyle gelmiş olmasına rağmen, turist akınının durmaması için söylenmediği, bunun da “Bir turist uğruna ya Rab, ne varyantlar geliyor-yayılıyor!” manasına geldiği haykırılırdı…
Öyle ya; ip donlu kadınlar ve baklava dilimli çıplak erkekler vesilesiyle plajlarımız, akşam otobüsü gibi tıka basa doldurulmalı ve yaz güneşi çelip gittikten sonra ve sonbahar-kış aylarında türlü varyantlarıyla virüsün kahrı, çileği Ramazan ayında konulmak üzere bir pasta gibi Anadolu halkına yutturulmalıdır!
Geçen sayımızda kaydettiğimiz üzere; biz, salgın vesilesiyle-bahanesiyle sergilenmekte olan şeylerin, tıbbî ve teknik falsolarıyla değil, aklî ve edebî saçmalıklarına dikkat çekiyor, bu vesileyle de -sayısız vesilede olduğu gibi!- Türkiye’nin kadrolu yetim-öksüz makamında her daim Müslümanların-Müslümanlığın olduğunu göstermek istiyoruz!
Bu, bizim sayısız mevzuda da göstermeye çalıştığımız bir şey…
Zira; İslam davasının, temsil yerinde bir gönder olarak çekili olmadığını bilmezsek, onu kaldırıldığı kilerden göndere doğru istikametlendirme ihtimaline de yaklaşamayız…
Bu sebeple, bu hakikati görecek ve gösterecek olması kabilinden de en kıymetli şeyimiz, fikrimiz…
Fikrimiz bereketli, fikrimizden neşet cinnetimiz, mübarek ola…