sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi’nin beşinci sayısı, son dönem Türkiye sinemasına odaklanan iki yazıyla açılıyor. Farklı kimliklerin temsili sinema araştırmalarının gözde konularından biri. Eren Yüksel, Türkiye sinemasında etnik kimliklerin temsilini ele alan yazısında, bu alandaki literatürün bir eleştirisini sunarken, eleştirel bakış açısıyla egemen söylem arasındaki sınır çizgisini sorguluyor. Güz Sancısı (Tomris Giritlioğlu, 2008) ve Bahoz (Fırtına, Kazım Öz, 2008) filmlerini mercek altına alan yazı, kullanılan anlatısal kodları ve özdeşleşme mekanizmalarını inceliyor. Zeki Demirkubuz sinemasında toplumsal cinsiyet temsillerini değerlendiren Nursel Güler ise, bu filmlerde nasıl bir kadın kimliği kurgulandığını sorguluyor. Güler, bu inşa sürecinde erkek egemen düşüncenin rolünü tartışırken psikoanalitik yöntemden yararlanıyor. Her iki yazı da, sinemada eleştirel söylemin sınırlılıklarını bizlere hatırlatırken, derinlikli ve kuşatıcı bir sorgulamanın ipuçlarını sunuyor.
Toplumsal dönüşüm ve kaygıların anlaşılmasında tür sinemasının ne kadar işlevsel olduğu tartışılmaz. Toygar Sinan Baykan, makalesinde, Hollywood bilimkurgusunda teknolojiye dair korkuları ele alıyor. Bilimkurgu sinemasında
teknolojinin denetimden çıktığı ve denetim altına alındığı örneklerin bir karşılaştırmasını yapan Baykan, teknoloji ile insan arasındaki ilişkiye bakışın dönüştüğü saptamasında bulunuyor.
Usta yönetmen István Szabó’nun Taraf Tutmak (2001) filmi sanat ve politika ilişkisini ele alan çağdaş bir başyapıt. Sevgi Can Yağcı Aksel bu önemli filme farklı bir açıdan yaklaşmayı deniyor. Filmin ses kuşağına odaklanan Aksel, Taraf Tutmak’ın çok-katmanlı yapısını yeni bir gözle değerlendirmemizi sağlıyor.v