Elimizde kafası kesilmiş insanların fotoğrafları var. Bunlar insanlığa sorulmuş soru işaretleridir. İnsanlığa beşiklik etmiş topraklarda insanlık yok ediliyor.
Artık yeter diyoruz. İstediğimiz tek şey var, barış. Evlatlarımızın cenazesini alıyoruz, barış diyoruz. Zulüm görüyoruz, yine barış diyoruz. Bütün dünyaya haykırıyorum. Bize yardım edin!
Acının vatanı, sınırı yoktur. Bekleyişin ve kavganın da... Türkülerimiz kendi dilimizde olsa da, kavuşmamız büyük bir yürek gücüdür. Onlar, kayıplarımız bir gün çıkagelecekler. Bu yüzden kapımız açıktır daima.Ellerini tutacağız.
Kayıp yakınlarının bu haykırışları, sözün bittiği sınırı da gösteriyor...
5. Uluslar arası Gözaltında Kayıplar Kurultayı tutanaklarına kazınan bu haykırışları, tarihe kazınan çığlık diye de okuyabilirsiniz.
Kurultay salonunun duvarlarında yankılanan çığlıklar, aslında insanlığın çığlığıydı...
Acı ve hüzne, gözyaşlarına bezenmiş, ama aynı zamanda umudu muştulayan bu uluslar arası kurultay belgesini ibretle okumanız dileğiyle...