Bu şehrin tokadını yemeden, kimsenin burayı terkedip gidemediği ve açlıktan süründüğüm günlerdeydi. Burası Kristyanya şehriydi.
Çatı katında yatıyordum. Alt katta saatin altıyı vurduğunu duydum. Ortalık iyice aydınlanmış, insanlar merdivenlerden inip çıkmaya başlamışlardı. Morgenblatt gazetesinin eski sayılarıyla kaplı oda kapısının altında fenerler müdürlüğünün bir ilanı oldukça belirgin bir şekilde görülüyordu. Onun biraz solunda da fırıncı Fabian Olsen'in taze ekmeklerinin kalın, renkli harflerle yazılmış başka bir ilanı vardı.