Akıllı insanların yetişmesi konusunu önemsediğimiz açık. Fakat akıllı insanın nasıl bir insan olduğu sorusunun cevabını bilmedi-ğimiz gibi nasıl yetişeceği konusunda da bir fikrimiz genellikle yoktur.
Hayatın kahir ekseriyetini akılla yaşadığımızı bilmesek dahi hissederiz. Günlük hayatımızda "akıllı olmak" tabirinin farklı çeşitlerini sayısız defa kullanırız. Muhataplarımızı veya kendimizi akılsızlıkla defalarca suçlarız. Fakat aklın ne olduğunu ve nasıl geliştiğini bilmeyiz. Üstelik bunu bilmediğimizi kendimize ve muhataplarımıza asla söylemeyiz.
Akıl kelimesinin tarifini dahi bilmediğimiz için, "akıl eğitimi" konusunu hiç gündemimize almayız. Resmi müfredatta (milli eğitimin müfredatında) olmadığı gibi gayri resmi programlarda da akıl eğitimi konusu gündeme hiç gelmez.
Hiç kimsenin anlamını bilmediği fakat aksine sıklıkla kullandığı akıl, nasıl oluyor da kendini bu kadar maharetle gizleyebiliyor? En çok bilinen (bilindiği zannedilen) fakat en az bilinen akıl konusu nasıl oluyor da bilim adamlarının dikkatinden kaçıyor?...