Ali Haki'yi bugüne taşıyan en önemli etken, onun düşündüğü gibi yaşamasıdır. Bu da beraberinde kendi çağını aşma ve çevresinde farklı olmayı getirmiştir. Örneğin, sakalına asla jilet vurmaz. Saçlar ise uzun ve arkadan bağlıdır. Yaşadığı dönemin yerleşik değerlerine ters düşen ilginç görünümü, mizacı ve ruhsal durumu kendi başına bir merak konusu olmuştur. O ise çevreden gelen tepkilere aldırmadan keskin sezgileri ve ince duyarlılığı ile hakikat bildiği yoluna devam eder..
Ali Haki, büyük bir aşkla bağlı olduğu Ehl-i Beyt düşüncesine gönül vermiş, aşık, pir, arif ve mürşitlerle buluşmak için, dönemin geri feodal zincirlerini kırarak, derviş misali diyar diyar gezer..Onun içinde bulunduğu ruh hali ve düşünce yapısı, bir tutku ifadesi olarak çalışmalarına da yansır...