Ali Şeriatî’nin, çağdaş İslam düşüncesinin en çarpıcı, yenilikçi simalarından birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Onun insanları çağırdığı “öz” İslamın yenilikçi özüdür. Ali Şeriatî “öze dönüş” derken “gelenekçi” değil “yenilikçi” bir İslam anlamaktadır.
Şeriatî’nin zihnindeki “öze dönüş” kavramı, Kur’an’ın mesajına ve peygamberin sade hayatına dönüş demektir. Sınıfların, parçalanmaların, hiyerarşilerin ortadan kaldırılıp eşitlikçi bir toplum kurulmasını amaçlar, bunu “öze dönüş” olarak görür.
Muhammed İkbal ve Cemaleddin Afgani’nin fikirlerinden etkilenmiş olan Şeriatî, Afgani ve Abduh tarafından başlatılan İslami özgürlük ve uyanış hareketinin devam ettirilmesi gerektiğinin farkındadır. Bunu bir süreç olarak görmüş ve İran coğrafyasında kendi üzerine düşeni ifa ederek sorumluluğunu yerine getirmek istemiştir.
Diğer yenilikçilerin çoğu gibi bir yandan Batı’yla boğuşup diğer yandan gelenekle hesaplaşarak iki cephede mücadelesini sürdürmüş olan Şeriatî’nin zihin dünyasında yaptığımız bu kısa yolculuk gösteriyor ki birçok alanda yenilik arayışlarına giren, adeta çırpınan, sorumlu bir Müslüman aydınla karşı karşıyayız.