Yıl 1920. "Reis Paşa" artık Anadolu’ya geçmiş, milletvekilleri Ankara’ya toplanmakta... Yurdun dört bir yanında direnişin ateşi harlanmış. Ama kışkırtmaların, ayaklanmaların da ardı arkası kesilmiyor. Ortalık toz duman.
"Reis Paşa" bir yandan savaşı yönetirken, bir yandan da tasarladığı geleceğin tohumlarını atıyor...
Allahın Süngüleri bu büyük direnişin öyküsünü anlatıyor ve onun kahramanlarının etten kemikten, insan resimlerini çiziyor. Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Hâlide Edip, Yunus Nâdi... Makbûle Hanım, Zübeyde Hanım, büyük aşk Fikriye... Tarih kitaplarında birer isim olan bu şahsiyetler romanda adeta canlanıyor, hayat buluyor. Hepsi bazen soğuk Ankara tepelerinde, bazen İstanbul'un bir zengin konağında, bazen tıklım tıklım direnişçi dolu trenlerde, bazen meclise giden tozlu yollarda nefes alıyorlar...
Romanın görsel dili sizi Kurtuluş Savaşı’nın en hummalı günlerinin ürpertici atmosferine katacak; kâh demirkırı bir kısrağın soğukta dumanlaşan nefesini yüzünüzde hissedecek, kâh "Reis Paşa'yla birlikte Ankara’nın damar "damar, çilek pembesi, soğuk ve dumanlı bir lacivert" gecesine bakacaksınız. Allah'ın Süngüleri, Aynanın İçindekiler dizisinin altıncı romanı...