"Amerika'da Amerikalıları yaratan bir şeyler oldu. Belki bu toprağın büyüklüğü, -yüce dağlar, gizemli çöller, dehşetli fırtınalar ve hortumlar- bütün dünyadan insanları kendine çeken, onları atalarından uzun, babalarından kuvvetli yapan; huzursuzca devinen bu ülkenin muazzam güzelliği ve haşinliği, Amerikalıları Amerikalı yapan bunlardı."
Orta ve ileri yaştaki bir kuşağı çok derinden etkilemiş bir yazar Steinbeck. Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri, Bitmeyen Kavga gibi romanlarını okumayan, romanlardaki yoksul göçmen Amerikalıların acılarını içinde duymayan pek az kişi vardır. Herkes anlattığı sıradan insanlarda kendinden bir şeyler buluyordu. En büyük eserlerini otuzlu yıllarda veren Steinbeck dünya çapında üne kavuşarak tam bir halk kahramanı olmuştu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bu kez karşımıza tipik bir liberal Amerikalı olarak çıkan yazar bir yanıyla özgürlüklerden yana, demokratk, öbür yanıyla muhafazakar, milliyetçi ve ahlakçı bir portre çizmişti. Savaş sonrasında Amerikalılık ruhunu keşfe çıkan Steinbeck'in Amerika ve Amerikalılar'ı işte bu çabanın ürünü; aynı düşü paylaşmak için topraklarından kopup gelerek yepyeni bir toprağın ruhunu paylaşan insanların öyküsü.