Nefret hiç bu kadar iyi hissettirmemişti.
Tristan Miles’ı ilk kez ölen kocamın ÅŸirketini devralmaya çalıştığı bir toplantıda görmüştüm.Â
Güçlüydü, kibirliydi ve insanı çileden çıkaracak kadar muhteÅŸemdi. Ondan bedenimin her hücresiyle nefret ediyordum.Â
Yüzyılın ÅŸoku olarak üç gün sonra beni aradı ve bir randevuya çıkmak istediÄŸini söyledi.Â
Onun gibi bir adamla birlikte olmaktansa ölmeyi tercih ederdim ama bunun egom için iyi olduğunu kabul etmeliydim. Onu geri çevirmek yılımın en önemli olayıydı.
Altı ay sonra Fransa’da katıldığım bir konferansta konuk konuÅŸmacı olarak ortaya çıkmıştı.Â
Hâlâ kibirli ve çileden çıkarıcıydı ama bu sefer şaşırtıcı derecede çekici ve espriliydi.
Â
Bana baktığında midemde kelebekler uçuşuyordu.
Ama oraya gidemezdim.Â
O, takım elbiseli bir çapkındı ve ben de üç asi oÄŸlu olan dul bir kadındım.Â
Bu konferansın bitmesine ihtiyacım vardı.Â
Çünkü herkes Tristan Miles’ın her zaman istediğini aldığını bilirdi… ve şimdi onun istediği bendim.
Â