Klasikler, ölümsüz oldukları için değil sürekli okundukları için de değerlidirler. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve
acemilikler taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü
nesiller tarafından ağır aksak da olsa okunan, sevilen, hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya da aday. Aşk, dil, kurgu bütün saflığıyla göz kırpıyor. Sayfalarını açıyor. Yeniden...
Onun kadar dillere düşmüş ve onun kadar sevilip okunmuş roman azdır. Bir o kadar da tartışılmıştır tipleri ve elbette konusu itibariyle. Yerel yaşam, İstanbul'un artık peyzaj olmaktan çıkışı, Beyoğlu, Boğaz ve Çamlıca Bihruz Bey'in maharetleri eşliğinde elmas gibi parlar.