Ashabın gençliği ile asrımızın gençliğini karşılaştırdığımız zaman arada çok büyük farklar görürüz. Ashabın gençliğini okuduğumuz zaman ne kadar gıpta ediyor ve hayretler içerisinde kalıyoruz. İşte imanlı gençlik böyle olmalı diyoruz.
Hz. Peygamber (sas) vahiy kâtiplerini genellikle gençler arasından seçmiş; İslâm'a davet mektuplarını gençlere yazdırmış, fetva vermelerine de müsaade etmiştir...
Aralarında Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ebu Ubeyde gibi seçkin sahabelerin bile bulunduğu orduya on sekiz yaşındaki bir genci komutan tayin etmiştir. Daha yirmi yaşındaki bir genci Mekke’ye vali olarak tayin etmiştir. Mekke’de İslam’ın anlatıldığı, zulmün zirveye çıktığı ve en zalim işkencelerin yapıldığı günlerde Peygamberimizin etrafında kenetlenenler hep gençlerdi. Hz. Ali, Peygamberimiz için ölümü göze alıp peygamberimizin yatağına yattığında henüz yirmi yaşındaydı. İslam’ın daha ilk dönemlerinde Hz. Ali 10, Abdullah bin Ömer ile Ubeyde bin el-Cerrah 13; Ukbe bin Âmir 14; Cabir bin Abdullah ile Zeyd bin Hârise 15; Abdullah bin Mesud, Abdurrahman bin Avf, Erkam bin Ebi'l-Erkam, Sa'd bin Ebi Vakkas ile Esma binti Ebi Bekr 17; Muaz bin Cebel ile Mus’ab bin Umeyr 18; Ebu Musa el-Eş’ari 19; Cafer bin Ebi Tâlib 22; Osman bin Huveyris, Osman bin Affan, Ebu Ubeyde 25, Hz. Ömer 31 yaşlarında idiler.
Asrımızın gençleri ise daha bu yaşlarda iken eğlence, spor, müzik, topçular, popçular, internet oyunları, akıllı telefonlar, TikTok’lar peşinde yolda, okulda, evde ve her yerde oyun ve oyuncak peşindeler. İslam, imân, Kur’an, ahlak, cihad, farz, vacip, sünnet, helal ve haram nedir bilmezler.
