Rowena sessizce zindan hücresine geri döndü. Yeniden yalnız kalabildiği ve arkasından hemen yetişen can sıkıcı düşüncelerle yüzleştiği zamanlar bir avuntuydu. Sultan'ın aşkı için asla yalvarmayacaktı çünkü o, onun sevdiği adam değildi ve asla da olamazdı. Onun sevdiği erkek Mark'tı.Aşkı Mark'tı.
En başından beri hep Mark'tı.
Ona ne kadar uzun zamandır âşıktı ve ne zamandır bunu kendine itiraf etmeyi reddediyordu?
Belki de Mark'ın onu çok sinirlendirdiği ama yine de garip bir heyecan hissiyle bıraktığı o ilk akşamdan beri. Ondan hiç hoşlanmadığını düşündüğü zamanlarda bile Mark onu hep heyecanlandırmıştı.
Sonra ormanda tekrar karşılaşmışlardı ve Rowena baş kaldırdığı halde onun gücünü hissetmişti. Kalbi ve içgüdüleri sevebileceği erkeğin, tam da bu erkek gibi güçlü olması gerektiğini anlamıştı.