AUSCHWITZ KÃœTÃœPHANECÄ°SÄ°
Â
Auschwitz Tutsağı Dita Kraus’un Gerçek YaÅŸam Öyküsüne Dayanan, Dünyadaki En Küçük –Ve En Tehlikeli– Kütüphanenin HikâyesiÂ

14 yaşındaki Dita, Auschwitz’de Naziler tarafından esir alınan pek çok tutsaktan biridir. Anne babasıyla birlikte Prag’daki Terezin gettosundan alınan Dita, kampta rutin hayatın bir parçası haline gelen dehÅŸet ve korkuya uyum saÄŸlamaktadır.Â
Çocuklar ve ailelerin bir arada kalmasına izin verilen 31. blokta mahkûmlar gizli bir okul kurmuÅŸtur fakat kitapların kesinlikle yasak olduÄŸu kampta, attıkları her adıma dikkat etmeleri gerekir. Alman asıllı bir Yahudi olan blok sorumlusu Fredy Hirsch, bir gün Dita’ya mahkûmların muhafızlardan gizleyerek içeri soktukları kıymetli sekiz kitaptan bahseder ve ondan bu kitaplarla ilgilenmesini, onları korumasını ister. Daima sayfaların ve içinde barındırdıkları farklı hayatların büyüsüne kapılmış olan Dita bu teklifi hiç düşünmeden kabul eder ve Auschwitz’in kütüphanecisi olur.Â
Åžiddete, kötülüğe ve en önemlisi korkuya boyun eÄŸmeyen, korkunç savaÅŸ ortamında tek silahı kitaplar olan insanların cesaretine, gücüne ve hiç kaybetmedikleri umuda dair bir direniÅŸ öyküsü.Â
Â
Â
AUSCHWITZ DÖVMECİSİ
Â
Lale Sokolov’un gerçek yaşam öyküsünden yola çıkılarak kaleme alınmıştır.
Â
Ben onun koluna bir dövme yaptım, o ise adını kalbime kazıdı.
Â
Slovakyalı bir Yahudi olan Lale Sokolov, Nisan 1942’de Auschwitz-Birkenau toplama kamplarına götürüldü ve Naziler tarafından diğer esirlerin kollarına, numaralarının dövmelerini yapmakla görevlendirildi.
İki buçuk yıldan uzun bir süre esir tutulan Lale hem vahşete hem de inanılmaz sevgi ve cesaret eylemlerine tanık oldu. Kendisiyle aynı kaderi paylaşan insanların hayatlarını kurtarmak amacıyla canını tehlikeye atarak ayrıcalıklı konumunu, katledilen Yahudilerden kalan mücevher ve paralar karşılığında yiyecek satın almak için kullandı.
1942 Temmuz’unda bir gün, 32407 numaralı Lale, koluna 4562 numarasının dövmesinin yapılması için titreyerek sırada bekleyen genç bir kadınla karşılaÅŸtı. O genç kadının adı Gita’ydı ve Lale onu gördükten sonra ne olursa olsun hayatta kalıp onunla evlenmeye yemin etti.Â
Binlerce mahkûmun koluna Yahudi Soykırımı’nın en çarpıcı sembollerinden biri haline gelecek olan dövmeleri yapmakla görevlendirilmiÅŸ Lale Sokolov’un gerçek yaÅŸam öyküsü, umudun, aÅŸkın ve insanlığın en kötü, en karanlık ÅŸartlarda bile ayakta kalabildiÄŸine dair güçlü bir kanıt.Â