“Anlayışıma göre bir üniversite, öğrencilerine dersler ve müfredat, diploma ve ümit kadar avarelik hakkında bir görgü, bir terbiye, bir zenginlik de vadetmelidir. Öğrencilerini mensup oldukları eğitim programından olduğu kadar, yönetmeyi bildikleri, bilgilerine oylum ve revnak kazandıracak bir avarelik görgüsünden de mezun etmelidir. Hemen biraz açalım: Şayet bir öğrenci eğitim çağlarında bu avarelik görgüsünü edinmemişse, vaktini ziyan etme alışkanlığını edinmiş demektir. Biraz garip kaçıyor farkındayım ama şunu demek istiyorum: İstikameti, siyaseti ve kendine dönük bir bilinci olan avarelik, vakti boşa harcamaktan alıkoyan bir şeydir.”
Avarelik Görgüsü’nde Ahmet Murat, Kudüs’ten Mekke’ye, Karaman’dan Kahire’ye, İstanbul’a keşif ve gözlemlerle dolu bir yolculuğa çağırıyor okurunu. Zihin açıcı tekliflerle dolu bu bereketli yolculuk; sadece avarelik görgüsüne değil, aynı zamanda bakış görgüsüne de ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor bize.
“Yeryüzünde şairane mûkim” bir kalemin eseri bu denemeler; zamana, eşyaya, mekâna ve nihayet kendi içimize nasıl bakmalıyız sorusuna dair esaslı cevapları içeriyor.