“Aslolan sözdür, der Hacı, kelime sözün elbisesi”.
O konuşurken anımsardım. Meğerki ben hülyalı âlemlere dalmadan evvel, o balıkçıların sözlerini giyinmiş ve de kelimelerini kuşanmışım. Balıkçılar limandan gelmekteydi. Dediklerine göre tüm âlemin haberleri bir deniz kuşu suretine girip liman liman, kona göçe gezermiş. Kanatları, taşıdığı yükün ağırlığından zar zor hareket eder, meyhanelerin pencerelerinden, limanda bekleşip duran gemilerin kamaralarından, taş konakların kapısından, bacasından girer; kanatlarını sarsmasıyla taşıdığı sözlerin beherini teker teker ama usulca etrafa saçarmış. Sen de kısmetine her ne düşmüşse o sözün büyüsüne kapılır, kuşun ardı sıra
gidermişsin. Yorulunca bir bulutun içine mi saklanır, bir yelin hafifliğine mi bırakır kendini bilinmez ama o kendini ele verene dek bir daha rastlayamazmışsın.