XIX. yüzyılın başlarında Bektaşi'ler büyük bir felaketle karşılaştılar ve dönüşüm yaşadılar. 1826 yılında Bektaşilik, Yeniçeri Ocağı ile birlikte yasaklanıp Bektaşi tekkeleri kapatıldı ve yıktırıldı. Dervişler sürgün edilirken emlak ve eşyaları ellerinden alındı. Bu yıllarda Bektaşi kıyafetiyle dolaşmak dahi yasaktı. Osmanlı ile birlikte üç kıtada tekkelere sahip olan Bektaşi'ler yıllarca yasağa direndiler. Zamanla tekkelerini yeniden açtılar. Anadolu'da, Rumeli'de, Mısır'da, Irak'ta ve pek çok memalık-i Osmaniye'de var olma mücadelesi verdiler. Bu dönemde merkez tekkede postnişin çekişmeleri sürerken Sinop'ta Yesari Baba liderliğinde yoğun bir faaliyet başlatıldı. Kızıldeli ve Piri Baba tekkeleri eski konumlarına yeniden kavuştular. Sinop'un dışında Edirne'de hükümeti endişeye sevk edecek ölçüde yoğun bir Bektaşi propagandası görüldü. Osmanlı hükümeti resmî olarak yasakladığı ve mensuplarını sıkı sıkıya takip ettiği "tarik-i nâzenin"in merkez tekkesi ile ilişkilerini kesmedi. Hatta Hacı Bektaş Veli tekkesi daha önce görülmemiş tamirlere ve yapı faaliyetlerine sahne oldu.
Bektaşi'lerin Serencamı yasaklı yıllarda Bektaşilerin yaşadıkları bu var olma mücadelesi ile geçirdikleri değişim ve dönüşüme kapı aralıyor. Yedi başlıktan meydana gelen bu çalışma XIX. yüzyılda yaşananlardan hareketle bugünü de anlamayı kolaylaştırıyor.