Gelişim (tekamül) sonsuz bir yolculuktur. Ve asla bir inanç ya da imanın değil, bilgilerin bilgilere eklendiği sonra da yaşanarak deneylendiği ilahi bilgeliğin yolculuğudur. Ve bu uzun yürüyüş, mikro dünyasından makro dünyasına dur durak olmaksızın uzandıkça uzanır. Bitimi olmayan ve kesinlikle sonsuzluğu kucaklayan bu yol üzerinde elde edilen her yeni bilgi, kendinden sonraki bilginin (kuralın ya da yasanın) mutlak anahtarıdır. Fakat aslında; varoluştaki tüm mevcut bilgiler; insanın özünde, bir diğer deyimle Ruh'unda mevcuttur. Ancak bizler, onları dışarılarda sanırız ve hep kendimizden çok ötelerde ararız... İnsanlara esas olacak bilginin, çok zorlu uğraşlar sonucunda ve ilahi yasanın izin verdiği ölçüdeki bireysel liyakatlarla kazanıldığından genellikle habersiziz!
Fakat unutmamak gerekir ki insan, Mevlana'nın "Faydasız bilgi yüktür" özdeyişinde olduğu gibi, asla bir bilgi çöplüğü değildir. Çünkü her bilgi, her insanın gereksinimi değildir! Bu, bireyin içinde bulunduğu gelişim seviyesiyle doğru orantılıdır ve birey, olası bir bilgi gereksinimini sezgisel olarak farkedebilir ancak! Bu nedenle de, gereken bilgiye uzanmak ve onu yaşamın içinde hayata geçirmek, sözünü ettiğimiz o uzun bilgelik yolculuğu sırasında çok özenli seçkileri gerektirir.
Şimdi, bu kitabın sayfalarını açmadan önce, en küçük bir çıtırtının dahi olmadığı yerde durup, uzayın boşluklarına bakın ve o büyük sessizliği dinleyin! Aslında her saniye kıyametlerin koptuğu o büyük boşluktaki gizler dolu sessiz görüntü, muhteşem bir senfoninin dalgalanan musikisiyle sizi kendinizden koparacak ve önce gönlünüzde Tanrı'nın yüce sevgisini, sonra da O'nun notalarda tezahür eden sesini duyacaksınız. Mutluluk dediğimiz, huzur dediğimiz, ölümsüzlük dediğimiz gizemli gerçekler, kendi içinde durmaksızın devinen o sessizliğin içindedir işte.... Şimdi sayfalarımıza özenle dikkat edin! Size satır satır, "sükun" denilen o sessizlik denizinin içinde sürekli devinen bilgeliğin tanrısal sırlarını aralayıp armağan edeceğiz.