Suskunluğun pek çok anlam kazandığı bir sevda bu; çünkü ‘susuyorsam bil ki, seni düşünüyorumdur’ demişti ona…
Üniversite öğrencileri Yavuz ile Tuğçe’nin aşkını anlatıyor bu hikaye. 1999’un yazına denk gelen o birlikte geçirebildikleri bir
günlerini, Samsun’u mesken tutarak işliyor…
Öyle ki Yavuz, Şehr-i Samsun’u daha ziyade Tuğçe’nin varlığında seviyor; onların sabır dolu sevdalarıyla Samsun’un şehir ruhu
birbirini sarıp sarmalıyor.
Taşrada yaşanan bir aşk, alelade iki gencin hayalleriyle örülüyor. İyi ama burada farklı olan; bize vaat edilen ve bu kitabı okunası kılan şey ne? Nedir esasında herkesin yaşayabileceği bir sevdayı müstesna hale getiren?