"Yeni bir ürperti dalgası sardı bedenini. Mezarın içini görmemesine karşın, upuzun yatan ölünün yer yer etleri dökülmüş yüzü geldi gözlerinin önüne. Öte yandan aklı hâlâ mantıklı bir açıklamanın peşindeydi. Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın? İnsanların ölmeden önce de mezarlarını hazırladıklarını biliyordu. İyi de kazmakla, hazırlamak arasında büyük fark vardı. Belki yeri alınır hazırlıklar yapılırdı ama ölmeden mezar kazılır mıydı? Merakı ağır bastı, cesaretini toplayıp, el fenerini mezarın içine doğrulttu."