Faruk Ulay, anlatım biçimini, dili ve romanı bilinen sınırların ötesinde görüyor. Orada bazen yalnız duruyor. Bulunduğu yerdeki benzersizliği, onu okumayı gerektiriyor. Okunmaması, her gerçek edebiyatsever için eksiklik sayılmalı.
– Semih Gümüş
“Yayıncım hâlâ düştüğü yerde yatıyor.
Bir şey yapmam gerekiyor ama oturduğum yerde ona bakarak alışmadığım bir göğün üstüme kapanmasını bekliyorum.
İkimiz de durumumuzu korudukça odada gökyüzünün rahatça sığabileceği bir boşluk oluşuyor.
Sis gibi iniyor boşluk.
Bastırıyor.
Buradan kurtulabilmek için ne yapmam gerektiğini düşünmeme fırsat vermiyor.
Boşluk beni hep sırtımdan bıçaklıyor.”