13 yaşındayken dünya öğretmeni seçilen Krishnamurti, hayatını dünyayı dolaşarak, insanlarla yaşama ve dünyaya dair konuşarak geçirdi. Kendisine mesihlik yakıştırılmış olmasına rağmen bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Onun için, karşılaştığı herkes başlı başına bir “birey”di. Bu nedenle öğretmekten çok paylaşmayı ilke edindi. Yine de dünya üzerindeki milyonlarca kişi ondan çok şey öğrendi.
Bireyin toplumla olan ilişkisi nedir? Açıkçası toplum birey için vardır, birey toplum için değil. Toplum insanın amacına ulaşması için vardır; bireye özgürlük vermek için vardır ki böylece bireyin en yüksek zekâyı uyandırabilmek için fırsatı olabilsin. Bu zekâ salt bir tekniğin veya bilginin geliştirilmesi değildir, sığ zihne ait olmayan yaratıcı gerçeklikle temasta olmaktır. Zekâ birikimli bir sonuç değildir, aşamalı başarıdan özgür olmaktır. Zekâ asla durağan değildir, kopyalanıp standartlaştırılamaz ve dolayısıyla öğretilemez. Zekâ özgürlük içinde keşfedilmelidir.