Bosna Hersek’teki Müslüman soykırımı 3,5 yıl sürdü. Yaşanan vahşeti kelimelerle anlatmak mümkün değildir. Savunmasız çocuklar, bebekler, yaşlılar, kadınlar en vahşi işkence yöntemleri kullanılarak öldürüldü. Kadınlara sistemli bir şekilde tecavüz edildi. Bütün bunlar yaşanırken Batılı ülkelerin kasıtlı tepkisizliği, BM güçlerinin Sırp yanlısı tutumları, kendilerini savunmak zorunda kalan Müslüman halka karşı uygulanan silah ambargosu, savaşın uzamasına neden oldu. Uygulanan silah ambargosuyla savunma imkânları ortadan kaldırılan, “güvenli bölge” adı altında silahları da toplanan Bosnalılar, yürekleri ve imanlarıyla Sırp tanklarına karşı direndiler.
“Neden bu insanlar Avrupa’nın göbeğinde zulme uğradı, günahları neydi?” diye düşünebilirsiniz. Cevap çok basittir: Müslüman olmak. İnsanları, başka bir dine mensup diye öldürmek mi gerekir ? Batılı Haçlı zihniyetiyle düşünürsek, evet. Ama Haçlı Seferleri Ortaçağ’da kalmadı mı ? Olsun, Batı’nın zihniyeti hiçbir zaman değişmez. Zaten aramızdaki en önemli fark da burada. Bunun ispatı tarihimizde…
Bu eser, bir ‘çifte standart’ın, bir ‘iki yüzlülüğün’ gözler önüne serilmesidir. Bu eser, insan hakları, demokrasi, barış, medeniyetler buluşması gibi en yüce değerleri bile kendi ‘ayıplarını’ örtmek için kullanmaktan çekinmeyen Batılı Haçlı zihniyetini deşifre etmektedir.