İslam kelimesi, yalnızca şirk içerisinde bulunanlar için değil, bütün beşeriyet için temel bir kurtuluş kapısıdır. O yüzdendir ki bu kelime, Hz. Âdem’den beri gönderilmiş olan vahiy bildirimlerinin ortak adı olmuştur. Kur’an’da İslâm kelimesi, beşer için hayatı daha yaşanılır kılan ilkeleri barındıran bir kapsamda dile getirilmiştir. Cenâb-ı Allah’tan başkasından korkmayan, inanmış bir insan tipinin adı olan İslâm, beşerin başka varlıklara kul olmasının da panzehiridir. Müşrik toplumda, Allah’tan başka her varlık korku objesine dönüşmüştür. Zayıf bir psikolojinin yönlendiriciliği altında yol alan müşrik birey, yol üzerinde kendisine destek çıkacağına inanmış olduğu her şeye tapar hâle gelmiştir. Kendisi için kutsal nesnelere dönüşmüş olan her olgu, noksanlıktan uzak bir yapıda ele alınır olmuştur artık. Tevhidin bilinen çizgisinin dışına taşmış olan her bireyin bu eğilimden nasibini almış olması ise, ilgili düşüncenin iman olgusuyla olan yakın bağını gözler önüne sermektedir.