Bu rüyadan sakın uyanma; ölüm sonsuz yaşam
Mesnevi dudağını Mevlânâ teriyle ört.
Var dergâhta aşka dur ki, seferi olasın.
Çünkü gülü bahçe korur; onsuz hep kurumuştur
İşte Hacı Bektaş, işte Pir Sultan ve bazı
Gurbet suları gergin, özlemli içilir hüzünle
Tüllenen hülyandı efsuni uykuya daldıran.
Kurşun peltesi dizlerim; tanrıya niyaz
İçin el açar. Hatıralarım ağır aksak yürür
Karlı dağların seccadesinde açan karanfiller
Erikli sularıyla abdest alırken huzur diyorlar.
Modernist bakışın; köhneleşmeyi üfürür içime
İç yakıcı öykün sedef taşları bile kömürler.
Özediğin öze bakar; sonra beze sözlerin ki…
Ömrüne yüz sürdüğün vatan seni sevsin
Ah İmrü’l Kay’s; gecemin yıldızı senle doğsun.
İki Mustafa’yı sunana, teşekkür!