Otuz iki yaşındaki erken emekli bir genç olan Elling annesinin ölümünden sonra kendine oldukça sağlam bir hayat kurar: Bu hayatın merkezinde Norveç’in kadın başbakanı Gro Harlem Brundtland bulunmaktadır; Ellin onun hakkında gazetelerde çıkan her türlü haber, yazı ve resmi biriktirir. Ara sıra istemsiz de olsa ortaya çıkan cinsel fanteziler aslında onun rahatsız eden, kabullenemediği şeylerdir. Bunun dışında Elling pahalı bir teleskop satın almıştır. Onu komşu evlere çevirdiğinde aydınlık pencerelerin arkasında akıp giden hayatı gün be gün izleyebilmektedir. Artık hikaye kurmak, hayali hayat hikayeleri yaratmak ve çeşitli olaylar uydurmak için yeterince malzeme vardır artık elinde. Ama Elling’in fantezileri giderek saçmalaşmakta, düşünceleri giderek daha serüvenci bir kimlik kazanmaktadır ve yavaş yavaş gerçeklik elinden kayıp gitmektedir. Elling’in hayatına en büyük tehdit de Sosyal Yardım kurumundan gelmektedir.
Ingvar Ambjörnsen bu komik ve sinsi romanında Hitchcock’a bir selam gönderdiğini de gizlemiyor. Yumuşak bir sinsilikle hikayedeki aksaklıkları okuyanı şaşkınlığa uğratan bir finale doğru sürükleyip gidiyor.