Çocukların erken dönemden başlayarak düşünme yetisi edinmeleri; yaşama, insana, doğaya yönelik bir duyarlık kazanmaları, duygu ve düşüncelerinin bilinçlenmesiyle olanaklıdır. Bunun için de çocukların gelişim süreçlerine katkı sağlayacak, onların duyu algılarını devindirecek, kavramsal gelişimlerini destekleyecek nitelikli uyaranlarla buluşturulması gerekir. Bilinmelidir ki ilk yıllarda, çocukların duyu algılarını devindirme çabalarına koşut olarak onların anlama ve anlatma becerileri de gelişecektir. Edebiyat, yaşam ve insan gerçekliğinin, sanatçının öznel dünyasında kurgulanarak dilin yaratıcı anlatım olanaklarıyla biçimlendirilmesi eylemidir. İnsanı, yaşamı, doğayı anlamaya, duyumsamaya yönelik sezinletici dönütler sunar. Bu eylemin ürünleri olan edebiyat yapıtlarıyla kurulan her etkileşim okuru insana ve yaşam gerçekliğine yaklaştırır; nice yaşam durumlarıyla öbür insanlara ulaştırır. Okurlara, hiç tanımadığı, tanıyamayacağı insanların yaşam kapılarını aralar. Sanatçılar tarafından dil ve anlam evrenlerine uygun, dilin anlatım olanaklarıyla kurgulanmış her kitap çocukların dilsel, bilişsel, kişilik ve toplumsal gelişimi için doğal bir öğrenme ortamı yaratır. Renk, çizgi ve sözcüklerin anlatım gücünü sezdiren estetik birer uyaran olur. Görme, işitme, dokunma duyularını öğrenme sürecine katarak çocukları okuma eyleminde özneleştirir. Bu durum, çocukların düşsel ve düşünsel yetilerini devindiren, bilinçlendiren; onların düşünen duyarlı bireyler olarak yetişmelerine önemli fırsatlar yaratan bir etkileşim ortamı yaratır. Sanatsal duyarlıklar ve gelişim özellikleri öncelenerek yapılandırılmış yazınsal ve öğretici yapıtların, çocukların, yetiş- kinler dünyasına okuma kültürü edinmiş bireyler olarak katıla bilmelerinde belirleyici birer etken olduğu bilinmektedir. Çizginin, sözcüklerin anlatım gücünden yoksun, dil ve anlam evrenlerine seslenmeyen, yaş ve gereksinmelerine uygun olmayan kitapların, çocukları yazılı kültür ürünlerinden uzaklaştırdıkları bilinmektedir. Bu nedenle, kitapların, çocukların gelişim süreçlerine ve okuma kültürü edinmelerine istenilen katkıyı sağlayabilmesi için çocuk gerçekliğine uygun ve çocuğa göre olması gerekir. Dr. Erkan ÇER, "Çocuk Edebiyatı: 0-6 Yaş Çocuk Kitaplarında Çocuk Gerçekliği ve Çocuğa Görelik” adlı çalışmasında, çocuk edebiyatı yapıtlarının niteliğini belirleyen iki temel değişkeni inceleme konusu yapmıştır. İki bölümde yapılandırılan çalışmada, "Çocuk Gerçekliği” başlığı altında; "çocuk doğası”, "çocuğun gereksinmeleri”, "çocuğun ilgisi”, "çocuğun dil ve anlam evreni”, "çocuğun bakış açısı”, 0-2, 2-4 ve 4-6 yaş çocuklarının gelişim özellikleri de göz önünde bulundurularak bilimsel bir biçemle çerçevelenmiş; viii ÇOCUK EDEBİYATI "Çocuğa Görelik” başlığı altında ise "kitapların tasarım özellikleri” ve "kitapların içerik özellikleri”, 0-2, 2-4 ve 4-6 yaş çocuklarının doğası, ilgisi, gereksinimleri, bakış açısı, dil ve anlam evrenleri de öncelenerek incelenmiştir. Dr. Erkan ÇER’in doktora tezine dayandırılmış bu çalışmasında, okuma kültürünün temellerinin atıldığı okulöncesi dönemde, öncelikle çocuk gerçekliği betimlenmiş; ardından, çocuk gerçekliğine uygun, çocukların gelişimini destekleyecek kitapların hangi özellikler taşıması gerektiği açıklanmıştır. Dr. Erkan ÇER’in çalışması, "çocuk” ve "kitap” gibi, okuma kültürünün iki temel öğesini bilimsel bir yaklaşımla inceleme ve tartışma konusu kılması; ülkemizin en önemli eğitim çıkmazlarından biri olan kitap okuma sorununa dönütler sunması açısından güncel ve önemlidir. Kitap ve okuma sorununa yönelik bilimsel çabaların, gelişmiş birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de çocuk ve gençlik edebiyatının akademik bir çalışma alanı olarak gelişip kökleşmesine katkılar sağlayacağı açıktır. Dr. Erkan ÇER’in çalışmasının, çocuklarını okur kılmak isteyen anne babalara, öğrencilerini nitelikli kitaplarla buluşturmak isteyen öğretmenlere, ilgili araştırmacılara kılavuz olacağını düşünüyor; okuma kültürü edinmiş bireylerin oluşturduğu bir toplum olma özlemiyle sevgili öğrencim ve meslektaşım Dr. Erkan ÇER’i içtenlikle kutluyorum.
Prof. Dr. Sedat SEVER
Ankara, Şubat, 2016