Bilindiği üzere tarih, maziyi sorgulayarak toplumların geleceğiyle ilgili projeksiyonlar yapılmasını kolaylaştırır. Zaman aktığına ve toplumlar evrime uğradığına göre, hiç bir zaman dün bugün değildir, bugün de yarın olmayacaktır. Bu çerçevede düşünceler, teknikler, metotlar, sosyal ve iktisadi şartlar daima ve hızla değişmektedir. Bu itibarla her nesil, içinde bulunduğu şartların, zihniyetlerin ve tekniklerin kendisine sağladığı imkânlar ölçüsünde mazisine bakar ve değerlendirir. Dolayısıyla her nesil, mazisine, tarihine, dünya tarihine kendi açısından yeniden bakmalı ve yeniden değerlendirmelidir. Bu yapılmadığı takdirde, yani yeni nesil hala eski nesillerin kabullerini benimser, onların bakış açılarıyla ve değerlendirmeleriyle yetinirse mazi donuklaşır, katılaşır, maziyle ilgili bilgiler dogma haline gelir. Toplumlar için en büyük tehlike budur. Bu tehlike yine tarih ilmiyle aşılır. Zira ilim kendini yeniler, kendini yeniledikçe maziyi de yeniler, yanı yeniden değerlendirir. Bu takdirde tarih ilminden beklenen fayda sağlanır.
İşte bu maksatla, Şark Meselesi'ni, Milli Mücadeleyi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerini farklı bir bakış açısıyla ele aldığımız muhtelif makaleleri bir kitap halinde toplamayı uygun bulduk. Bunu yapmakla, görüşlerimizi hem Türk okuyucusuna iletme, hem de ilmi çevrelerinin tenkidine sunma görevini yerine getirmiş olduk. Kitaptaki makaleler ele alınırken, tarihçi olmamız itibariyle hem İlmî, hem de millî çerçeve içinde kalmaya özen gösterilmiştir. Zira, tarihçi hem İlmî objektifliğini korumasını bilmeli, hem de kendisinin bir millete, bir coğrafyaya vc bir kültüre dahil olduğunu unutmamalıdır. Dolayısıyla tarihçinin ilmi ve millî kalma arasındaki hassas dengeye fevkalade dikkat etmesi gerekmekledir. Bilhassa millî tarihin siyasi meselelerinde daha fazla hassasiyet gösterilmesi lüzumu vardır. Millî tarihi yazmak hem kolaydır, hem zordur. Kolaydır, zira, tarihçi, içinde yaşadığı, hem hal olduğu, zihniyetini, kültürünü, dinini, adetlerini bildiği ve derinliğine nüfuz edebileceği toplumun tarihini yazmaktadır. Zordur, zira önyargılarından, hislerinden kopması, tarafsız davranması ve objektif kalması kolay olmayabilir. Buna karşılık başka milletlerin tarihini yazmanın da kolay ve zor yönleri vardır. Kolaydır, çünkü objektif davranma imkanı mevcuttur. Zordur, çünkü bir toplumun hislerini, kültürünü, dinini, adetlerini, zihniyetini tam anlamıyla bilmek ve tanımak o kadar basit değildir. Bu takdirde de yazılan tarihin belki objektifliği söz konusu olabileceği, fakat ilmî yönün tartışma götürebileceği hatırda tutulmalıdır.
İÇİNDEKİLER
Şark Meselesi.i
Tanzimat’tan Sonra Fikir Hareketlerine Bakış.20
Tanzimat’tan Günümüze Hakimiyet Anlayışında Gelişme.28
Panottomanizm-Panislamizm-Pantürkizm ve Atatürk.33
Millî Hakimiyet Fikrinin Gelişmesi .42
Millî Mücadele’nin Tarihi ve Sosyal Açıdan Değerlendirilmesi.50
Kurtuluş Savaşları ve Sonrası.55
Atatürk’te Türklük Şuuru ve Düşüncesi.61
Atatürk'ün Millî Birlik ve Millî Devlet Anlayışı.66
Atatürk ve Milliyetçilik.69
Atatürk’ün Millî Birlik ve Beraberlik İlkesi.72
Atatürkçü Düşünce ve Kalkınma Modelinde Kültürün Yeri.76
Atatürk’ün Kültür ve Eğitim Politikası.81
Atatürk’ün Tarih Anlayışı.90
Atatürk'ün İç ve Dış Politika Stratejisi.104
Kalkınmada Çağdaş Devletin Temel Görevleri.109
Çağdaşlaşma Atatürk ve İlkeleri.114
Atatürkçülüğün Diğer Sistemlerle Mukayesesi.119
Atatürk’ün Türk Tarihindeki Yeri.127
Günümüz Meseleleri Açısından Toplum, Din ve Devlet Hakkında Bazı Düşünceler. 135
Laikliğin Tarihi Gelişimi ve Türkiye Örneği. 141
Lozan Antlaşması Hakkında Bir Değerlendirme (24 Temmuz, 1923)... 145
Türkiye Cumhuriyeti ve Hukuk Devleti.151