Ahlâk, ahlâksız insanlara göre sorunsuz yaşamanın önünde bir engel olarak duran pis bir düğüm, bir ayak bağıdır. Ne güzel olurdu değil mi ahlâki değerler olmasaydı çalmak, ırza geçmek, iftira atmak, kuyu kazmak, ihanet etmek? Lâkin kimi insanlar için hiç de meraklanacak bir durum yoktur. Çünkü onların ahlâka ihtiyacı yoktur.
“Dayaklık Adam” böyle bir insanın dramıdır aslında. Evet, bir dramdır aslında bu. “Dayaklık Adam”, yaşadığı bu ahlâksızca hayatı tasvip ediyor ve her seferinde kendisine haklı gerekçeler de buluyor. Ancak onun dramı, aslında onun dramı değil. İnsanlığın büyük dramıdır. Yeryüzündeki sadece 1 tane insan bile bu kadar büyük ahlâki çöküntü yaşıyorsa, buna “istisna” diyemeyiz. “İnsanlık ağır yaralandı, makinelere bağlı yaşıyor şu an” diyebiliriz.