Üzerinden çok geçmeden o gemi çatmasının, ölmüş koyunların leşleri geminin dibindeki yarıktan fırlayarak, bütün şişmişlikleriyle, bütün kokuşmuşlukları ve bütün mikroplarıyla, tüyleri yapış yapış, bacakları gerilmiş, dilleri dışarıda, gözleri görmez olmuş, kulakları hiç duymaz, Boğaz sularını korkudan ürpertmek için yukarıya vurdular. Her bir koyun leşi vurdukça yukarıya vurdular. Her bir koyun leşi vurdukça yukarıya, Boğaz tiksintiyle öğürdü, öğürdü koyun leşleriyle yan yana, sarmaş dolaş; silkinerek kurtulmak istedikçe, sularının ne kadar ağırlaşmış olduğunu, yağların, tortuların, yabancı maddelerin, sularında nasıl da yoğunlaşmış olduğunu dehşet içinde kalarak algıladı; içine düştüğü bataktan kurtulmak isteyip de silkindikçe, leşlerden yükselen koku daha bir yayılıyor, daha bir güçleniyordu dört bir yanında...