1990’lardaki Yeni Türk Sinemasının önemli isimlerinden Derviş Zaim’in filmografisi, fantastik olanla gerçekçiliğin, yoksunlukla sınıfsal farklılığın, tarihsel olanla bugünün, geleneksel sanatla sinema dilinin, estetikle estetik olmayanın gerilimine ve bağlantısına dayanan görsel bir bütün sunar. Benzerlerine göre kendini biraz daha üstü kapalı bir şekilde temsil eden yönetmen, ikinci filminden itibaren dış dünyanın entrika ve “insan insanın kurdudur” anlayışından doğan kıyasıya mücadeleci gerçeğini benimser. Öte yandan üslûba dair farklı bir yönsemeye de girer ve ebru, minyatür, hat gibi sanatlarımızla sinema dili arasında organik bir bağ kurma çabalarına girişir. Bu çabalar, bize dair bir sinema dilinin kurucu çalışmaları manasında hakikaten önemlidir.
Derviş Zaim’le söyleşi:
“Yapmaya çalıştığım sinemada değer üretme çabası var”