Amma da tuhaf ad koydum kitabıma: Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları... Ne toplantılarıymış bunlar böyle? Üstelik arıcının teki attı bu ismi ortaya. Tanrı'ya şükürler, neyse ki kalem için yeterince kaz yolmadılar henüz, kağıt için de pek öyle bir öteberi tüketmediler! Günümüzde her çeşidinden, az insan mürekkep yalamış durumda. Bizim arıcı da onlara benzeme hevesine kaptırdı kendini işte! Aslını sorarsanız, öylesine de çok kağıt tüketti ki, bunca kağıt ne sarmakla biter diye şaşırır kalır insan ilk anda.